05 May 2024
5566
(3 votes)

Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi Krizlerine Çözüm Arayışı – 2024 Kongre Beyannamesi

AMAÇ

ASSAM’IN AMACI

Müslüman Milletlerin refahı, kurdukları devletlerin bekası, Dünyada barışın tesisi ve adaletin hâkimiyetinin, İslam Ülkelerinin bir süper güç olarak Dünya siyaset sahnesine çıkması ile mümkün olabileceği düşüncesinden hareketle;

  1. Müslüman Devletlerin; her biri için milli güç unsurları ile ilgili veri tabanının oluşturulmasını,
  2. Münferit ve müşterek iç ve dış tehdit değerlendirmelerinin yapılmasını,
  3. İç ve dış güvenlik plan esaslarının tespit edilmesini ve ortak bir irade altında toplanması için ihtiyaç duyulan müesseseler ve bu müesseselerin teşkilatlanma esas ve prensiplerinin oluşup gelişmesini,

sağlayacak fikri çalışmaları yapmaktır.

 

ASSAM KONGRELERİNİN AMACI

ASSAM Kongreleri; İslam Ülkeleri Coğrafyası başta olmak üzere dünya siyasetinde güncel sorunlarla ilgili olarak akademik ve siyasal bir zemin üzerinde tespitler yapmak; uluslararası, bölgesel ve yerel krizlere çözüm önerileri getirmek; İslâm Ülkelerinin bir irade altında toplanması için gerekli müesseseleri belirlemek ve bu müesseseler için gerekli mevzuat modelleri oluşturmak; İslam Dünyasına ve karar vericilere bir hal tarzı sunmak amacındadır.

ASRİKA İslam Birliği Modeli Uluslararası Kongrelerinin, Birinci Serisi 2017 – 2023 yılları arasında yedi uluslararası kongre serisi olarak icra edilmiştir.

İcra Edilen yedi kongre sonucunda İslam Ülkelerinin Birlik oluşturabilmesi için gerekli kurumlar üzerine çalışılmış, bu kurumlara ait mevzuat modeli ve model bir anayasa oluşturulmuştur. Yapılan çalışmalar uluslararası platformlarda ve https://assam.org.tr ve https://assamcongress.com adreslerinde yayımlanmıştır.

 

 

ASRİKA İSLAM BİRLİĞİ MODELİ KRİZLERE ÇÖZÜM ARAYIŞI ULUSLARARASI KONGRE SERİSİ

2024 – 2027 yıllarını kapsayan 4 yıllık sürede İslam Coğrafyasını ilgilendiren bölgelerdeki Krizlere Çözüm önerileri getirmek üzere icra edilecek ikinci kongre serisinin ana konuları şu şekilde seçilmiştir;

  1. ASRİKA İslam Birliği Modeli “Ortadoğu – ODBİF ve Kuzey Afrika – KABİF Bölgesi Krizlerine Çözüm Arayışı” Kongresi (2024)
  2. ASRİKA İslam Birliği Modeli “Avrupa – ABİF ve Yakın Doğu Asya – YDABİF Bölgesi Krizlerine Çözüm Arayışı” Kongresi (2025)
  3. ASRİKA İslam Birliği Modeli “Orta Asya – OABİF ve Güney Doğu Asya – GDABİF Bölgesi Krizlerine Çözüm Arayışı” Kongresi (2026)
  4. ASRİKA İslam Birliği Modeli “Doğu Afrika – DABİF, Güney Batı Afrika – GBABİF, Kuzey Batı Afrika – KBABİF Bölgesi Krizlerine Çözüm Arayışı” Kongresi (2027)

2024 – 2027 yıllarında icra edilecek kongre serisi ASRİKA İslam Birliği Modeli Krizlere Çözüm Arayışı Kongre Serisi adı verilmiştir.

Kongre dili Türkçe, İngilizce ve Arapça olacaktır. Bildirilerin sunumunda simültane (anında) tercüme yapılacaktır. Bildiri özetleri ve bildiriler kitap haline getirilerek ASSAM Kongre WEB Sitesinde, Bildiriler de ayrıca ASSAM Uluslararası Hakemli Dergide (ASSAM-UHAD), elektronik ortamda yayımlanacaktır. Kongremize bildiri gönderen bildiri sahiplerinin bildirilerini ASSAM Uluslararası Hakemli dergimizde (UHAD) yayımlatmak isteyenler hakemli dergimizin bildiri hazırlama formatına uygun olarak bildirilerini hazırlamaları ve aşağıda belirtilen link üzerinden sisteme yüklemeleri gerekmektedir. Hakemli derginin linki aşağıdadır.[1] Hakemli dergide bildiriler/makaleler hakem sürecinden geçtikten sonra yayımlanacaktır.

İcraya dönük olarak hazırlanacak Kongre Sonuç Raporları da karar verici mekanizmalara ve İslâm Dünyasından tüm davetli ve katılımcılara gönderilecek ve ASSAM Kongre WEB Sitesinde yayımlanacaktır.

 

GENEL DEĞERLENDİRME

İSLÂM COĞRAFYASININ JEOPOLİTİK DEĞERİ

Dünya üzerindeki 206 Devletin 57’sine (Üye Sayısının %27’si) 7,9 milyarlık Dünya Nüfusunun 1.859.779.580 milyarına (Dünya Nüfusunun %23,49’ü), 150 milyon Km2 olan dünya karalarının 30,9 milyon Km2’sini (Dünya Karalarının %20,6’sı) de 57 İslâm Ülkesinin sahip olduğu İslâm Coğrafyası, kendi aralarındaki sınırlar yok sayıldığında oluşturdukları blok ile:

  • Dünya adası olarak bilinen Asya, Avrupa ve Afrika Kıtalarının merkezinde bulunan,
  • Dünyanın en büyük iç denizi konumundaki Akdeniz, Kızıl Deniz ve Karadeniz’in giriş kapıları sayılan Cebeli Tarık, Bab-El Mendeb, Çanakkale ve İstanbul boğazları ve Süveyş Kanalını kontrol eden,
  • Atlas Okyanusu, Hint Okyanusu, Akdeniz, Karadeniz, Kızıldeniz ve Hazar Denizine kıyıları olan,
  • Asya, Avrupa ve Afrika Kıtalarına, Avrupa Birliği, Rusya, Hindistan, Çin gibi küresel güç sayılan Dünyanın büyük devletlerine kara ve denizden, Amerika Birleşik Devletleri’ne denizden sınır komşusu olan,
  • Dünya kara, hava ve deniz ulaşım yollarının alternatifsiz merkezi olma imkânına sahip bulunan,
  • Dünya petrol rezervlerinin %55,5’ine, üretiminin %46,5’ine, doğalgaz rezervlerinin %64’1’ine, üretiminin %34’üne sahip olan,

Jeopolitik konumu, ortak medeniyet değerleri ve tarihi birikimi ile imkân, gayret ve hedeflerini birleştirerek geleceğin süper gücü olmaya namzet potansiyel bir güce sahip bulunmaktadır.

 

 

Harita 1 Model ASRİKA İslam Ülkeleri Konfederasyon Coğrafyası

 

İSLAM DÜNYASININ MARUZ KALDIĞI KÜRESEL SALDIRILAR

Egemen olması gerektiği Coğrafyasında İslâm Dünyası, her bir İslam Ülkesinin üniter yapılarının içindeki etnik ve mezhepsel farklılığa sahip unsurlarının birbirleri ile savaştırıldığı, ilan edilmemiş, gizli, sinsi, kirli ve asimetrik Üçüncü Dünya Savaşının alanı haline getirilmiştir.

Sahip olduğu avantajlara rağmen İslam ülkeleri, emperyalist batı devletlerinin müdahaleleri ile büyük bir kargaşa içine düşmüştür. Bu kargaşanın sonucu olarak İslam coğrafyasında büyük acılar ve yıkımlar yaşanmaktadır. Milyonlarca Müslüman evlerini, yurtlarını terk etmek veya ölmek arasında tercih yapmak zorunda bırakılmaktadır. Göç yollarında binlerce Müslüman çeşitli şekillerde ölmekte, göç etmeyi başaranlar ise yoksulluk ve sefalet içinde yaşamaya mahkûm bırakılmaktadır.

Birleşmiş milletler mülteciler yüksek komiserliğinin resmi verilerine göre 2024 yılı itibari ile resmi kayıtlara göre dünya üzerinde 5,034,875 Suriye vatandaşı göç etmiştir. Kayıt altına alınamayan mültecilerle bu rakam daha da yükselmektedir. Suriyeli Mülteciler Türkiye (3,136,353), Irak (273,258), Ürdün (639,552), Mısır (155,825), Lübnan (784,884) ve Kuzey Afrika’da diğer yerlere (45,003) göç etmiştir. Bu rakamların dışında yoğun bir şekilde Avrupa’ya göç girişimleri olmakta ve büyük bir kısmı Akdeniz’de yaşamlarını yitirmektedir. Bu olumsuzluklara rağmen Nisan 2011 yılından Ocak 2021 yılına kadar Avrupa’ya geçen toplam kayıtlı mülteci sayısı ise 1.022.142 kişi olmuştur.[2]

Üçüncü Dünya Savaşı İslam Ülkelerine karşı ilan edilmemiş bir savaş (Hibrit Savaş) olarak sürdürülmektedir. Osmanlı'nın yıkılmasından sonra yönetimsiz kalan Müslümanlar küçük devletçikler kurarak varlıklarını devam ettirmeye çalışmış, ancak birlik ve beraberliğini kaybettiklerinden küresel güçler için kolay lokma haline gelmişlerdir. Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin İslam Coğrafyasını ele geçirmek için İslam Ülkelerinde, kontrol ettikleri terör örgütleri ve uyguladıkları asimetrik savaş yöntemleriyle vekâlet savaşları yürüterek otorite tesis etmeyi amaçlamaktadır.

 

“ORTADOĞU VE KUZEY AFRİKA BÖLGESİ KRİZLERİNE ÇÖZÜM ARAYIŞI” – 2024 ULUSLARARASI KONGRESİ

KAPSAM

ASRİKA İslam Birliği Modeli “Kriz Bölgeleri Uluslararası Kongre Serisinin” Birincisi “Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesindeki Krizlere Çözüm Arayışları” konulu olup Çad – Filistin – Irak – Libya – Suriye – Yemen krizlerine odaklanmaktadır.

ASSAM’ın Model ASRİKA Konfederasyonu’nu oluşturan federasyonlardan ikisi olan Ortadoğu Bölgesel İslam Devletleri Federasyonu – ODBİF ve Kuzey Afrika Bölgesel İslam Devletleri Federasyonu – KABİF kapsamında toplam 18 ülke yer almaktadır;

Model ASRİKA Ortadoğu Bölgesel İslam Devletleri Federasyonu – ODBİF; Bahreyn, BAE, Filistin, Irak, Katar, Kuveyt, Lübnan, Suriye, Suudi Arabistan, Umman, Ürdün, Yemen olmak üzere 12 ülke…

Model ASRİKA Kuzey Afrika Bölgesel İslam Devletleri Federasyonu – KABİF; Cezayir, Çad, Fas, Libya, Mısır, Tunus olmak üzere 6 ülke…

 

Harita 2 ODBİF ve KABİF Devletleri

 

KONGRE PAYDAŞLARI 

İkinci seri kongrelerin birincisi ASSAM merkezinin bulunduğu İstanbul’da, ASSAM Genel Merkezinde, video konferans yöntemi ile Uluslararası Müslüman Âlimler Birliği (IUMS), İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB) ve Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) iştiraki ile yapılacaktır.

 

KONGRE ALT BAŞLIKLARI

Kongre Alt Başlıkları için tıklayınız.

 

ÖNEMLİ TARİHLER

Özet gönderim ve Kongre tarihi gibi Önemli Tarihler için tıklayınız.

 

KONGRE BEYANNAMESİ

ASSAM "Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi Krizlerine Çözüm Arayışı – 2024 Kongresi" Beyannamesini indirmek için tıklayınız.

 

[1] https://dergipark.org.tr/assam

[2] https://data2.unhcr.org/en/situations/syria

Last modified on th+03:00+0300R+0310800_K2_PzPM+03E_Mayıs+0300RMayPM+03_1C1
12 May 2024
580
(2 votes)

Kongre Alt Başlıkları '24

KONGRE ALT BAŞLIKLARI

Oturum - 1 

Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın Demografik Yapısı, Jeopolitik ve Jeostratejik Önemi

Örnek Konular

  1. Ortadoğu’nun jeopolitik ve jeostratejik önemi ve bu önemini arttıran jeoekonomik özellikleri
  2. Kuzey Afrika’nın jeopolitik ve jeostratejik önemi ve bu önemini arttıran jeoekonomik özellikleri
  3. Bölgenin İslam Birliği açısından önemi
  4. Bölgenin küresel güçlerin enerji mücadelesindeki yeri  

Oturum - 2 

Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın Emperyalizm ve Sömürgecilikle Mücadele Tarihi

Örnek Konular

  1. Osmanlı sonrası gerçekleşen işgaller ve kurulan suni rejimler
  2. Osmanlı sonrası izlenen etnik ve mezhepçi politikaların doğurduğu sonuçlar
  3. Filistin'in işgal edilmesi ve sonuçları
  4. ‘Arap-İsrail’ savaşları ve doğurduğu sonuçlar
  5. 11 Eylül’ün ‘Medeniyetler Çatışması Tezi’ ile ilişkisi
  6. Arap Baharı’nın ‘Medeniyet İçi Çatışma Tezi’ ile ilişkisi
  7. Bir tehdit olarak ‘İsrail’ ve Milli Güç Unsurları

Oturum - 3 

Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın Siyasi, Toplumsal, Kültürel Yapıları ve Politikaları

Örnek Konular

  1. Geçmişten günümüze ‘Arap Birliği’
  2. Geçmişten günümüze ‘Mağrip Arap Birliği’ ülkeleri

Oturum - 4 

ABD, Rusya, Çin Halk Cumhuriyeti ve Avrupa Ülkelerinin Bölge Politikaları

Örnek Konular

  1. ABD’nin Bölge ve Doğu Akdeniz politikaları
  2. Çin Halk Cumhuriyeti’nin Bölge ve Doğu Akdeniz politikaları
  3. Avrupa ülkelerinin Bölge ve Doğu Akdeniz politikaları
  4. Küresel sermayenin Bölge yönetimleri üzerindeki etkisi
  5. Yahudi Nazizm’i, siyasal Siyonizm’in Arz-ı Mev’ud hayali
  6. İsrail’in Bölge ve Doğu Akdeniz politikaları
  7. İran’ın Bölge ve Doğu Akdeniz politikaları
  8. Türkiye’nin, Bölgedeki barış ve refah çabaları

Oturum - 5 

Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın Ekonomik Yapıları, Politikaları ve Dünya Ticaretine Etkisi, Enerji Kaynakları ve Paylaşım Mücadelesi

Örnek Konular

  1. Bölge Ülkelerinde uygulanan iktisat politikalarının belirleyicileri
  2. Bölgede ekonomik büyüme
  3. Bölgede ülke bazında gelişmeler
  4. Bölgede emek piyasası ve istihdam yapısı
  5. Bölgede girişimcilik
  6. Bölgedeki doğal kaynaklar ve sömürge mücadelesi
  7. Bölgede sağlık ve turizm ekonomisi
  8. Bölgede finans ve bankacılık sistemi
  9. Bölgede vergi sistemi ve politikaları
  10. Batı’nın liberal pazarlara ve yatırım alanlarına duyduğu ihtiyaç sonucu gerçekleşen işgaller
  11. Yumuşak işgal vasıtaları olarak Dünya Bankası ve IMF

Oturum - 6 

Ortadoğu ve Kuzey Afrika Merkezli Göç Hareketleri Sebepleri ve Sonuçları

Örnek Konular

  1. Göçün ülkeler üzerindeki etkileri
  2. Göçün çocuklar üzerindeki etkisi
  3. Göçün ekonomiler üzerindeki etkisi
  4. Göçün sosyolojik ve inançlar üzerindeki etkisi
  5. Göçün demografik yapılar üzerindeki etkisi

Oturum - 7 

Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da Meydana Gelen Çatışmalar, Güvenlik Kaygıları, Sebepleri ve Alınması Gereken Tedbirler

Örnek Konular

  1. Arap-İsrail savaşları ve doğurduğu sonuçlar
  2. Arap Baharı ile gelen istikrarsızlaştırma ve terör örgütleri (vekil savaşçılar) üzerinden gelen yeni tip (medeniyet içi çatışma) işgaller
  3. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki çatışmaların merkezindeki terör örgütleri ve küresel güçlerle olan ilişkisi
  4. ‘Büyük Ortadoğu Projesi’, dayandığı temeller ve sonuçları
  5. Terör örgütlerinin (vekil savaşçılar) küresel güçlerle olan ilişkisi
  6. Terör örgütleri (vekil savaşçılar) üzerinden bölgenin tanzimi
  7. Irak, istikrarsızlık ve krizden çıkış yolları
  8. Suriye krizi, aktörler ve krizden çıkış yolları
  9. Lübnan krizi, aktörler ve krizden çıkış yolları
  10. Yemen krizi, aktörler ve krizden çıkış yolları
  11. Libya krizi, aktörler ve krizden çıkış yolları
  12. Mısır ve halkın iradesi

Oturum - 8 

Değerlendirme ve Kapanış

 

Last modified on th+03:00+0300R+0310800_K2_PzPM+03E_Haziran+0300RHazPM+03_1C1
12 May 2024
693
(2 votes)

Önemli Tarihler '24

ÖNEMLİ TARİHLER

Özet gönderme son tarihi : 15 Temmuz 2024 (1 ay uzatılmıştır - 15 Ağustos 2024)
Kabul edilen özetlerin duyurusu : 15 Ağustos 2024 (15 gün uzatılmıştır - 30 Ağustos 2024)
Tam metinlerin son gönderme tarihi : 15 Eylül 2024
KONGRE TARİHİ : 02-03 Kasım 2024
Last modified on th+03:00+0300R+0310800_K2_PztAM+03E_Temmuz+0300RTemAM+03_1C1

8'inci Kongre Özet Kitapçığı

8'inci Uluslararası ASSAM İslam Birliği Modeli Kuzey Afrika ve Ortadoğu Krizlerine Çözüm Arayışı Kongresi Özet Kitapçığı yayımlanmıştır.

Kitapçığa ulaşmak için linke tıklayınız.

Last modified on th+03:00+0300R+0310800_K2_SalPM+03E_Mayıs+0300RMayPM+03_0C1

8. Uluslararası ASRİKA İslam Birliği Modeli Krizlere Çözüm Arayışı Kongresi Sonuç Bildirgesi

Ortadoğu ve Kuzey Afrika Krizlerine Çözüm Arayışı Uluslararası Kongresi Sonuç Bildirgesi

AMAÇ

2024 yılında gerçekleştirilen ASRİKA Modeli İslam Birliği “Orta Doğu ve Kuzey Afrika Krizlerine Çözüm Arayışları” başlıklı kongrenin amacı; ASSAM’ın Model ASRİKA Konfederasyonu’nu oluşturan federasyonlardan ikisi olan Orta Doğu Bölgesel İslam Devletleri Federasyonu – ODBİF ve Kuzey Afrika Bölgesel İslam Devletleri Federasyonu – KABİF coğrafyasındaki krizleri ele almak ve çözüm önerileri sunmaktır.

KAPSAM

Yaşanan gelişmeler göstermektedir ki Müslüman milletlerin refahı, devletlerin güvenlik ve bekası, dünyada barışın tesisi ve idamesi, adaletin hâkimiyeti ancak Müslüman coğrafyanın ASYA – AFRİKA, yani; “ASRİKA” konfederasyonu çatısı altında toplanmasıyla mümkün olacaktır. ASSAM tarafından öngörülen modelde Orta Doğu ve Kuzey Afrika coğrafyasında toplam 18 ülke yer almaktadır. Model ASRİKA Orta Doğu Bölgesel İslam Devletleri Federasyonu – ODBİF; Bahreyn, BAE, Filistin, Irak, Katar, Kuveyt, Lübnan, Suriye, Suudi Arabistan, Umman, Ürdün, Yemen olmak üzere 12 ülkeden, Model ASRİKA Kuzey Afrika Bölgesel İslam Devletleri Federasyonu – KABİF; Cezayir, Çad, Fas, Libya, Mısır, Tunus olmak üzere 6 ülkeden oluşmaktadır.

ASSAM, Orta Doğu Bölgesel İslam Devletleri Federasyonu (ODBİF) ile Kuzey Afrika Bölgesel İslam Devletleri Federasyonu (KABİF) ülkelerinin milli sınırları değişmeden, etnik ve coğrafi yakınlıklarına göre iki bölgesel federasyon ve bu bölgesel İslâm Federasyonlarının Model ASRİKA Konfederasyonu’nun çatısı altında toplanması ile bölge ülkelerinin dağınıklığından cüret alan siyonist rejim ve destekçilerini durdurmayı mümkün görmektedir. Bu yılki kongrede ağırlıklı olarak Filistin, Suriye, Yemen, Libya ve Çad krizlerine odaklanarak çözümler aranmıştır.

ORTA DOĞU – KUZEY AFRİKA’DAKİ KRİZLERDEN ÇIKIŞ YOLLARI

Müslüman ülkelerde yönetimsel sorunların doğurduğu toplumsal ve ekonomik sıkıntılar mevcuttur. Söz konusu sıkıntıların aşılabilmesi için İslam Hukukunun yansıdığı siyasi sistemler ile yönetilmesi, doğruluk ve dürüstlük temelinde idarelerin varlığı huzur ve istikrar için son derece önemlidir. Öte yanda küresel ırkçı emperyalizmin saldırılarına karşı Müslüman ülkelerin ortak medeniyet ekseninde bir Medeniyet İçi İttifakı, İslam Birliği 2.0 kurarak idari, siyasi, iktisadi, askeri her alanda birlik kurup idame ve ikame etmeleri bir gerekliliktir.

Kongre sonucunda öne çıkan çözüm başlıkları şunlar olmuştur;

Emperyalizme Karşı İslam Birliği (2.0) Şarttır

İslam Birliği 2.0 kavramı: İslam Birliği, tarihi vetirede büyük İslam Devletlerinin fetihler ile coğrafyaları, ülkeleri kendi topraklarına katması ile gerçekleşmiştir. Emevi, Abbasi, Selçuklu, Osmanlı örneklerinde İslam Birliği savaşlar neticesinde galip devletin mağlup ülkeleri idaresi altına almaları ile mümkün olmuştur. Doğrusu günümüzdeki İslam Birliği’nin yine tarihteki gibi fetihler ile gerçekleşeceği kanaati Müslümanlar arasında yaygındır. Oysaki ASRİKA İslam Birliği (2.0) modeli ile ifade edilmek istenen husus İslam ülkelerinin etnik ve coğrafi yakınlıklarına göre savaşmadan, tamamen kendi rızaları ile Birlik çatısı altına dahil olmaları şeklinde tasavvur edilmektedir. O bakımdan tarihteki İslam Birliği ile gelecekteki İslam Birliği tasavvurumuzu biri birinden ayırt etmek için İslam Birliği (2.0) kavramını kullanılmıştır. 

İslam coğrafyası jeostratejik açıdan belalı bir coğrafyadır. O yüzden "şarjörü dolu ve parmağı hep tetikte tutmak" gerek. Bereketli hilal ve civarındaki coğrafyada akan kan dökülen gözyaşının baş aktörü Siyonist İsrail’dir. Artık uyanma ve birlik olma vaktidir. İsrail'e bu kadar rahat yeter. Soğuk savaşın sona erdiği 1990 yılından sonra Siyonizm’in emrindeki ABD ve POTUS (President of the United States) George W. Bush tarafından haçlı seferleri başlatılarak Irak, arkasından 2001’de Afganistan işgal edildi. Fakat bu işgaller hem maddi hem de askeri kayıplara neden olduğu için Batı kamuoyunda itirazlara neden olmuştur. Ünlü teorisyen Graham E. Fuller ki bu şahıs, Amerikan RAND Corporation düşünce kuruluşunun daimî politik danışmanı, ABD Merkezi Haber Alma Teşkilatı'nın Milli Haber Alma Konseyi eski başkan yardımcısıdır, O’nun tarafından ileri sürülen ‘Medeniyet İçi Çatışma’ tezi İslam dünyasındaki iki fay hattı olan milliyetçilik ve mezhepçilik üzerinden hayata geçirilmiştir. Bizzat batının kurup finanse ettiği terör örgütleri İslam coğrafyasında yeni işgal vasıtaları olarak kullanılmıştır. 2011’de Batı’nın “Arap Baharı” bizimse “Arap Çilesi” dediğimiz olayların başlaması sonucunda Kuzey Afrika çalkantıya girmiş Batı’ya karşı en sert tavrı sergileyen Libya ve Kaddafi’ye ağır bir bedel ödetilmiştir. Libya işgale uğramış, Kaddafi linç edilmiştir. Suriye ise iç savaşa sürüklenmiştir. Türkiye’deki senaryo ise 15 Temmuz’da halk ve güçlü siyasi irade tarafından bertaraf edilmiştir. Bu vetirede Batı, İslam dünyasına imparatorluklarla saldırırken İslam ülkeleri Irak, Libya, Suriye, Afganistan örneğinde olduğu gibi münferit savunma yapmış ağır mağlubiyetlerle sonuçlanan işgaller ve parçalanmalar yaşanmıştır. Kaynaklarımız ırkçı emperyalizm tarafından sömürülmektedir. Dolayısıyla İslam dünyası sahip olduğu jeopolitik değer, yeraltı ve yer üstü kaynaklar bakımından ‘Hasta Batı’nın açık tehdidi altındadır. Batı’nın medeniyetler çatışması üzerinden başlattığı medeniyet içi çatışma ile ikame ve idame ettirdiği işgalleri durdurmanın bir tek yolu vardır. O da İslam dünyasının ‘bir medeniyet içi ittifakı 2.0’ kurup idame ettirmesidir. Yaşananlar bir tesadüf değil planlıdır, yüzyıllardan beridir adım adım elde edilmiş bir sonuçtur. Bugün yaşananlar hiç kuşkusuz Dünya’yı bir Yahudi hapishanesine çeviren “Yahudi Nazizmi – Siyasal Siyonizm” jeopolitik felsefesinin bir sonucudur. Bu zulüm düzeni ile mücadele etmek bütün Müslümanların vazifesidir. İslâm Birliği Fikri’nin temeli İslâm’ın temel faraziyelerinden biri olan “Müslümanlar ancak kardeştir” emridir. İslam’ın önerdiği toplum modeli ümmet olmaktır. Emperyalizmin tuzaklarından ve sömürüden kurtuluş reçetesidir. Küresel Sistemin, Irkçı Emperyalizmin ve G-7’lerin karşısına adil, herkesin müreffeh olduğu bir dünya nizamının konmasıdır. İslam Birliği Fikri, İslâm dünyasının, Batılılar karşısında düştüğü zafiyet, acziyet ve aşağılık kompleksinden kurtuluş ve diriliş yolunun arayışıdır. Bu itibarla İslam Birliği veya diğer ifadeyle “İttihat-ı İslam” teklifi bir   yönüyle mevcut düzene bir alternatif, diğer yönüyle de tepkiseldir. Batı karşısında Müslümanların durumlarını düzeltmeyi/ıslahı gaye edinmektedir. Mutlaka gerçekleştirilmelidir. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki sorunların çözümü için önerimiz şudur; Ortadoğu ve Kuzey Afrika İslam ülkeleri bölgesel federasyonu kurularak güç birliği tesis edilmelidir.

Anti Siyonist Yahudilerle İş Birliği Yapılmalıdır

Lübnan Üniversitesi Arap Dili ve Edebiyatı Profesörü Sevsen Ebdah “İsrail ve Siyonizm Yahudiler için bir tehlikedir. Siyonizm, devletin sistematik yalanına dayanan, tamamen iğrenç bir Apartheid rejimine yol açtı ve halihazırda İsrail'in ve Yahudi halkının aleyhine dönüyor.” “Bir Yahudi olarak İsrail'in artık benim hayatımı tehlikeye attığına inanıyorum. Çünkü bana karşı nefreti körüklüyor ve dünya çapında antisemitizm ateşini harlıyor.”  Bu sözler, Rony Brauman'a aittir. Yahudiler arasında Siyonist aileden gelen, fakat Filistinlilerin yaşadığı acılar nedeniyle vicdanı sarsılan ve birdenbire inandığı her şeyin aldatıcı hikayeler olduğunu düşünen insanlar var Yahudi toplumu içinde. Siyonizm, Yahudiler tarafından da bir tehdit ve tehlike olarak görülmekte ve sorgulanmaktadır. Bu nedenle Siyonizm ile mücadelede Anti Siyonist Yahudiler ile mutlaka iş birliği yapılmalıdır. 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de devam eden insanlık suçları mevcut dünya düzeni tarafından olmasa da insanlık vicdanı tarafından çoktan mahkûm edilmiştir. Bununla birlikte Siyonist vahşet dünyanın her yerinde hükümetlerin Gazze siyasetini sorgulamaya neden olurken Yahudilere karşı da bir nefret tufanına dönüşmektedir. Bu tufandan korkan Yahudiler geleceklerinden endişe etmektedirler.

Siyonist Devlet ile Mücadelede Düğüm Stratejisi Uygulanmalıdır

Milletlerin sosyal, ekonomik, politik ve askeri güçleri birbiriyle bağımlılık içindedir. Kısaca milli güç unsurları birbirleriyle bağımlılık içerisindedir.

Dolayısıyla Siyonist Devletin milli güç unsurlarının hedef alınması halinde toplamda en fazla etkiyi oluşturacak ve toplumun çözülmesini sağlayacak, hükümetin otoritesini sarsacak kilit vasfındaki, milli güç unsurlarının teşkil edeceği düğüm noktaları tespit edilmelidir. Tespit edilen kilit, düğüm noktalarında etki oluşturmak için, her zaman fiziksel tahribata da ihtiyaç olmayabilir. Örneğin; sosyal karmaşaya sebep olmak veya ekonomiyi sarsmak suretiyle moral gücü kırılgan hale gelen toplumlarda başarı elde edilmiş olur.

İsrail’in siyasi, sosyolojik ve demografik düğüm noktaları bulunmaktadır. 2019’da İsrail'de bir erken seçim oldu. 29 parti seçime katıldı. 9 parti 3,25'lik seçim barajını aştı. İlginçtir ikinci sırada olmasına rağmen faşist ve katil Netenyahu'ya hükümeti kurma görevi verildi. 8,5 milyon nüfuslu İsrail'de bu kadar siyasi parti olması çok ama çok ilginç bir durumdur. Tabi ki bunun İsrail’in sosyolojisi ile doğrudan ilgisi vardır. Bugün İsrail’de ciddi bir Arap nüfus var ve bu nüfusun artış oranı yüzde 3,5 iken Yahudi nüfusun artış oranı yüzde 1,4 civarındadır. Yahudi olarak kabul edilmeyen itilmiş kakılmış Afrika kökenli Museviler de mevcuttur. Ayrıca ikinci dünya savaşı öncesi ve sonrasında Filistin’e taşınan Avrupa ve ABD göçmeni Yahudiler de mevcuttur. Bu manzara radikallerin yanında, liberal, sosyalist ve başka ideolojiye sahip seçmen kitlesi olduğunu gösteriyor. Bu durum İsrail’in yumuşak karnıdır. İsrail’de karıştırılacak, çomak sokulacak fikir, fraksiyon, ayrılıklar aslında ciddi bir ekseriyet ve hassasiyet oluşturmaktadır. Fakat İslam Dünyası bu hassasiyetten yararlanmaktan çok uzaktır. İçimizdeki İsrail ve Yahudi muhipleri ile uğraşmaktan hakiki hasmımıza yönelemiyoruz bir türlü. O değil, biz iç çatışma yaşıyoruz. İsrail konfor içinde keyif çatarken ve adım adım yeni işgallerle topraklarını genişletirken etrafındaki 500 milyonluk coğrafya yıkım yaşıyor. Diğer bir seçim ise 1 Kasım 2022 tarihinde düzenlenen ve 25. Knesset'in 120 yeni üyesini belirlemiş olan seçimlerdir. Seçimin normalde 2026'da yapılması beklenirken 2018-2022 İsrail siyasi krizi sebebiyle erkene alınmıştır. Bu seçime geçen seçimin 1,5 katı kadar siyasi partinin katılması İsrail’deki siyasi istikrarsızlığı ve sosyolojik karışıklığı göstermektedir. Görüldüğü gibi İsrail’in siyaset ve sosyolojisi darmadağınıktır. Bu dağınıklık İsrail’de büyük kaos ve kargaşaya zemin oluşturabilir.

Filistin’in ya Kendi Ordusu Olmalı yada İslam Ülkeleri Tarafından Korunmalıdır

ASSAM Kurucu Genel Başkanı merhum Adnan Tanrıverdi Paşamızın 2009 yılında ifade ettiği: “Filistin halkı, İslâm'ın Gazze’deki Ordusu olduğunu ispat etmiştir. Milleti Müslüman olan Devletler, ya Filistin'i kendi silahlı kuvvetleri ile korumalıdırlar, ya da Filistin için İsrail ile baş edebilecek modern bir silahlı kuvvet oluşturmalıdırlar.” sözü hayata geçirilmiş olsaydı bugün “GAZZE” bir mezarlık haline gelmezdi. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da, Siyonistler ve onların destekçisi tarafından yakılan ateşin ana gayesi “Büyük İsrail” hezeyanıdır. Buna karşı alınacak önlem Ortadoğu (ODBİF) ve Kuzey Afrika (KABİF) ülkeleri milli sınırları değişmeden siyasi, askeri, iktisadi, savunma sanayi, dış politika alanlarında ASSAM’ın önerdiği ASRİKA mihveri İslam Birliği Konfederasyonu altında iki ayrı bölgesel federasyonun kurulmasıdır.

Lübnan, Suriye, Irak ve Libya’da Otorite İğdiş Edildi, Türkiye Bölgede Etkisini Artırarak Emperyalizmin Önünü Kesebilir

ABD ile Türkiye’nin stratejik ortaklığı bitti. Şimdi Türkiye için strateji üretme zamanıdır. PKK’nın kurulması ve Türkiye’ye karşı palazlandırılması, Irak’tan sonra Suriye’de tezgahlanan kirli oyun, Fırat Kalkanı, Bahar Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı Harekâtı ile bu oyunun Türkiye tarafından bozulması, ABD’nin Türkiye’ye bakış açısını anlamamıza yardımcı oldu. ABD Kasım 2017’de ulusal güvenlik stratejisini açıkladı. Buna göre Rusya ve Çin ABD değerlerine (sömürü) meydan okuyan rakipler iken Mısır ve Suudi Arabistan dost ve müttefik (köle) olarak belirtilmektedir. Bu belgede Türkiye ne dost ne de müttefik olarak yer bulmamıştır. Bu şu anlama geliyor; Türk milleti ve devleti “stratejik kölelikten” azat olmuştur. Bu sayede Türkiye ileri hedeflere yönelebilecektir. Esasen ‘bir şey ya aynıyla ya da sonuçları itibariyle hayırlıdır’. Siyonizm’in jandarması ABD eliyle gerçekleştirilmeye çalışılan bölgesel işgal hareketinde Türkiye’nin Suriye’de bir teröristan kurulmasına engel olmak için gerçekleştirdiği askeri harekatlar ‘Büyük İsrail’ hezeyanını büyük ölçüde büyük kabusa çevirdi. 24 Ağustos 2016 Fırat Kalkanı Harekâtı Türkiye için bir milattır. Tarihteki Ağustoslar gibi. Sadece Türk harp tarihine altın harflerle yazılacak bir milat değil, Türkiye’nin ABD’ye kaptırdığı yularını yeniden geri aldığı bağımsız ve Büyük Türkiye’nin miladıdır. Türkiye’nin Suriye’de gerçekleştirdiği bu hamleler sadece BOP’un kaldırılıp atılması değil, Türkiye’nin bölgedeki etkinliğini de artıracak tarihi öneme sahiptir. Devamı mutlaka getirilmelidir.

 

Kongre Sonuç Raporunun tamamını okumak için bağlantıya tıklayınız. 

Last modified on th+03:00+0300R+0310800_K2_PztPM+03E_Mayıs+0300RMayPM+03_0C1